Adollf Hitler,Ocak 1933'te düzeni sağlamak,işsizliğe son vermek,ülkeyi otoban ağlarıyla donatmak ve herkesi iki anahtarla ev ve otomobil sahibi yapmak gibi vaatlerle Almanya'nın başına gelir. Berlin Motor Show'un açılışında ise yaptığı konuşmada hayalindeki otomobili şöyle tanımlar:''Halk için bir araba.İki yetişkin ve üç çocuğu içine rahatlıkla alan,saatte 100 km. yapan ve 100 km'de yaklaşık 6 litre benzin yakan,mutlaka hava soğutmalı motoru olan bu araç kesinlikle 1000 DM'ı geçmemelidir. Aynı yıllarda otomotiv tarihinin en üretken tasarımcısı olarak kabul edilen Ferdinand Porsche'da Stuttgard'ta kurduğu tasarım stüdyosunda büyük kitlelere yönelik,dayanıklı,az yakıt tüketen ve ucuz bir otomobil tasarlamaktadır.Mayıs 1934’te Hitler ile Bir araya gelen Ferdinand Porsche,22 Haziran 1934’te Alman Otomotiv Endüstrisi Kurumu RDA ile bir anlaşma imzalayarak ilk prototipleri10 ay içerisinde teslim etmek üzere anlaşır.1934-1936 yılları arasında Porsche’un stüdyosunda V1 ve V2 (Type 60) hazırdır.Bugünkü VW Beetle’ların atası Sayılan bu araçlar böceğe çok benzemektedir.Görünüm itibariyle;tekerleklerinin üzeri çamurluk denen kasayla örtülü,eğimli çizgileri,kurbağa tipi farları,önden arkaya doğru açılan kapıları,basık burnu ve bombeli tavanları olan araçların hava soğutmalı motorları da önden alınıp arkaya konmuştur.Bunun yanı sıra,uçak motorlarında kullanılan boxer tipi silindir dizilişi büyük ilgi uyandırır.Ancak büyük şaşkınlık ve beğeniyle karşılanan prototipler ilk denemelerde başarısız olur.1937’de Alman İşçi Cephesi DAF denetiminde ‘Alman Halk Otomobil Şirketi’ (Gezuvor)un denetiminde yapılan iyileştirmeler sonucunda 26 Mayıs 1938 yılında Porsche tarafından bulunan bir arazi üzerinde Nazi tarzı bir törenle fabrikanın temelleri atılır.Arazi bir konta aittir ve bir ucunda da kontun şatosu Schloss Wolfsburg yer almaktadır.(Şatonun amblemi 1952-1963 yılları arasında ön kaput üzerinde,
sonraki yıllarda ise direksiyonların ortasında kullanılmıştır.
İstimlak edilen arazi üzerinde fabrika ve çalışacak,nitelikli,eğitimli işçilerin yaşayacağı bir kent inşa edilir.Kente Kdf-Stadt ‘Kraft durch Freude’ ,yani neşe getiren güç adı verildi.Otomobilin adı da Kdf-Wagen,yani neşeli ve güçlü otomobil olur.Gezuvar şirketinin 6 Ekim 1938’de Volkswagen GmbH adını almasıyla Kdf-Wagen’de Volkswagen’e dönüşür. Bu arada hükümet,ucuz halk otomobiline sahip olmak için insanların haftada yalnızca 5 DM ödeyeceği programı yürürlüğe koyduğunu açıklar ve para insanların maaşlarından kesilmeye başlar.Ne var ki para yatıran hiç kimse arabaya sahip olamaz.1 Eylül 1939’da patlak veren savaşla fabrika bir gecede silah üreten
bir işletmeye dönüşür,o güne kadar üretilen arabalar da savaş arabasına dönüştürülür.Savaş arazilerinde kullanım için iklim koşullarına dayanıklı,çöl kumunda ya da en şiddetli soğuklarda çalışacak ‘Kübelwagen’ ,karda ve suda gidebilen,izolasyonlu su geçirmez gövdesiyle ve arkadan takılan pervanesiyle ‘Schimmwagen’,kumandan otomobili ‘Kommandeur Wagen’ gibi modeller üretilir.
bir işletmeye dönüşür,o güne kadar üretilen arabalar da savaş arabasına dönüştürülür.Savaş arazilerinde kullanım için iklim koşullarına dayanıklı,çöl kumunda ya da en şiddetli soğuklarda çalışacak ‘Kübelwagen’ ,karda ve suda gidebilen,izolasyonlu su geçirmez gövdesiyle ve arkadan takılan pervanesiyle ‘Schimmwagen’,kumandan otomobili ‘Kommandeur Wagen’ gibi modeller üretilir.
Savaş .alanlarından gelen raporlar doğrultusunda yapılan iyileştirmelerle üretilen otomobiller tüm cephelerde Nazilerin emrine verilir.İnsanlardan toplanan paralar da savaş bütçesine aktarılır.
Fabrikada otomobilden silah üretimine geçişle birlikte iyi eğitilmiş seçkin bir kadro tasarısı da kaybolur.Fabrikada çalışacak işgücü bulunamayınca,toplama kamplarından savaş suçluları getirilerek çok kötü şartlarda çalışmaya zorlanır. Savaş sırasında Volkswagen fabrikası Müttefik Devletler’in bombalarıyla harabeye döner.(821 ton bomba altında kalır).Amerikalılar 1945 ilkbaharında üçte ikisi yıkılmış olan fabrikayı ele geçirdiklerinde kırık beton ve tuğla kalıntılarının arasında tuhaf görünüşlü,motoru arkada birtakım arabalar bulurlar.Yıkıntıyı gezen yetkililer kurtarılabilecek bir şeyin kalmadığı düşüncesiyle fabrikayı tamamen kapatma eğilimindedir fakat daha önce Berlin Motor Show’a katılmış olan Subaylardan Michael Mc Evoy,Ivan Hirst ile yıkıntıların arasında bulduğu bir arabayı üstlerine gösterir ve fabrikayı yeniden hayata döndürmeyi önerir.İngilizlerin denetimine verilen bölgede fabrika onarılarak tekrar üretime başlanır,savaş mahkumlarının yanında savaş yorgunu,işsiz ve ‘halk arabası’ düşünü unutamayan insanlar da işçi olarak çalışmaya başlarlar
